İç Anadolu coğrafyası özgün kültürel peyzajında yerleşim ağları, yol ağları ve tümülüslerin dağılımı, doğal topoğrafya ve su ögelerinin belirleyiciliğini ve Antik Dönem’den beri süregelen mekânsal süreklilikleri imlemektedir. Bu çerçevede, Ankara Tümülüsleri bölgesel ölçekte süreklilik arz eden bir kültürel peyzajın, bugün Ankara kenti sınırları ve tarih içindeki yerleşim alanını betimleyen topoğrafik çanak formu içinde kalan ögeleri olarak tanımlanabilir. Ankara Tümülüslerinin bu süreklilikler kapsamında değerlendirilmesi, öncelikle kente ve bölgeye ait değerler olarak görülmelerini, sonrasında ise kent ve çevresine kapsamlı bir bakışı gerekli kılar. Ankara Tümülüsleri, 19. yüzyıl sonundan itibaren araştırılmış ve belgelenmiş, Cumhuriyet’le birlikte ise kent merkezinin batısında kalan yirmi kadar tümülüs, araştırma ve kazılarla ele alınmıştır. 1950’lerden sonra kentleşmenin hızlanması ve yaygınlaşmasıyla kent sahnesinden silinmeye başlayan tümülüsler, günümüze sayıca azalmış ve tahrip olmuş, başlıca özellikleri olan görsel ilişkiler kurgusunu büyük ölçüde kaybetmiş ve çoğunlukla bilinmeyen değerler olarak kalmıştır. Bununla birlikte 2010’lardan bu yana devam etmekte olan araştırmalarda tümülüslerin özgün görünümleri tarihî fotoğraflar ve haritalar üzerinden araştırılmakta ve bu görsel belgelerde daha önce varlığı bilinmeyen tümülüsler tespit edilmektedir. Bu araştırmada, Ankara Tümülüslerinin çevresel ögelerle birlikte özgün form özelliklerini sergiledikleri 1930’lardan günümüze kentsel gelişim süreçleri içinde nasıl dönüştükleri ve bugün kent kurgusu ve yaşamına kamusal alanlar olarak nasıl katkılar koyabilecekleri sorularına cevap aranmaktadır. Bu bağlamda, güncel peyzaj ve koruma söylem ve pratiklerinin sunduğu teorik çerçeve irdelenmiş, koruma altında olan örnek tümülüs alanları incelenmiştir. Bu edinimler ışığında tümülüs-topoğrafya-kent ilişkilerinin dönüşümü, varlıkları izlenebilen Batı Tümülüsleri alanında önerilen bir kentsel deneyim rotası üzerinden değerlendirilmiştir. Rota üzerinde deneyimlenen görsel ilişkiler 1930’lardan günümüze üç dönemdeki seri görüntüler ve beş dönemdeki kesitlerle ortaya konulmuştur. Bu kapsamda, tümülüs alanlarının sunduğu kentsel potansiyeller tartışmaya açılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kültürel peyzaj, Kentsel deneyim, Tümülüs, AnkaraThe network of roads, settlements and the distribution of the tumuli that constitute the unique cultural landscape of Central Anatolian are primary indicators of the determinacy of natural topography and water elements, as well as the spatial continuities that have been enduring since Antiquity. Ankara Tumuli can be defined within this framework as elements of a cultural landscape that has regional expanse. To properly evaluate the significance of the Ankara Tumuli visible in the city, they must not be viewed as merely isolated structures, but with careful consideration of their entire urban and regional context. Ankara Tumuli have been researched and documented since the end of the 19th century, with about twenty tumuli to the west of the city center being studied and excavated during the Republican era. Due to increasing urbanization after the 1950s, increasing numbers of tumuli in urban areas were either destroyed, or became forgotten as they lost their primary visual characteristics. Nevertheless, research conducted since the 2010s has used historical photographs and maps to recreate the original appearances of the tumuli, while documentary evidence has enabled previously unknown tumuli to be located. This study explores how Ankara tumuli were transformed from the 1930s due to urban development. This is the period within which, along with other environmental elements, the tumuli exhibited original formal features that can be seen and contribute to the today’s urban spatial structures. The theoretical framework presented by the current landscape and conservation discourses; and exemplary cases of preserved tumulus areas; were therefore investigated in this context. Departing from the extracts, the transformation of tumulustopography- urbanscape relations was evaluated through a proposed urban experience route among the still visible Western Tumuli.
Keywords: Cultural landscape, Urban experience, Tumulus, Ankara