ISSN: 2147-8724
Ankara Araştırmaları Dergisi - Ankara Araştırmaları Dergisi: 11 (1)
Cilt: 11  Sayı: 1 - 2023
1.
Editörden
From the Editor
Mehtap Türkyılmaz, Alev Ayaokur
Sayfa I

HAKEMLI MAKALE
2.
COVID-19 Pandemisi Sürecindeki Çevrimiçi Market Alışveriş Tercihleri ile Perakende Marketlerin Erişilebilirliği Arasındaki İlişkiler: Çankaya İlçesi Örneği
The Relationships between Online Market Shopping Preferences and the Accessibility of Retail Markets during the COVID-19 Pandemic: A Case Study of the District of Çankaya
Ege İmren, Berk Anbaroğlu, Özge Yalçıner Ercoşkun
doi: 10.5505/jas.2023.25743  Sayfalar 1 - 24
Bilgi iletişim teknolojileri (BİT) alanındaki gelişmelerle birlikte “aynı günde teslimat” gerektiren ürünlerin alışverişi internetten yapılabilir hâle gelmiştir. Bireyler, bulundukları fiziksel ortamı değiştirmeden, çevrimiçi süpermarket uygulamaları ile anlık tüketime uygun gıda ürünlerine günün her saati erişebilmektedirler. Günümüzde çevrimiçi market alışverişine yönelmedeki en büyük etken COVID-19 süreci olsa da, konuyla ilgili literatür araştırıldığında; bireylerin sosyodemografik özellikleri, internet kullanma eğilimleri ve yaşadıkları çevredeki kentsel faktörlerin çevrimiçi alışverişe yönelmedeki temel sebeplerden olduğu görülmüştür. Çalışmada, Çankaya ilçesindeki bireylerin çevrimiçi market alışveriş tercihleri ile perakende marketlerin konumları ve erişilebilirlik durumları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çevrimiçi anket verileri ve mekânsal veriler analiz edilerek bulgulara ulaşılmıştır. Anket ile elde edilen verilere tanımsal istatistik testlerinden olan ki-kare testi uygulanmıştır. Analizler sonucu çevrimiçi market alışverişi ile istatistiksel olarak anlamlı ilişkide olan değişkenler saptanmıştır. İlçedeki market konumları kullanılarak yaya ve araç için servis alanları oluşturulmuştur. İlçedeki eğim ve ulaşım ağları yardımı ile marketlere olan erişilebilirlik analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda anket verilerinden, çevrimiçi market alışveriş tercihleriyle, katılımcıların cinsiyetleri, mahallelerindeki ikamet yılları, marketlere erişim ve paket taşımada sıkıntı yaşamaları ile sokağa çıkma yasakları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Market servis alanları ve erişilebilirlik kapsamındaki mekânsal analizler sonucunda ise Çankaya ilçesi güneybatı yönünde konut bölgelerinin yer aldığı Ahlatlıbel, Alacaatlı, Beytepe, Konutkent ve Koru mahallelerinde bireylerin yürüyerek ulaşabilecekleri marketlerin olmadığı tespit edilmiştir. İlçedeki Çayyolu, Dodurga, Hilal, Keklikpınarı, Kırkkonaklar ve Yaşamkent mahallelerinde bulunan bazı marketlerin konumlarının ise yüzde eğim değerinin 20 ila 35 arasında bulundukları saptanmıştır.
With recent developments in information and communication technologies (ICT), it has become possible to shop for products that require “same day delivery”. Individuals can access food products suitable for instant consumption at any time of the day with online supermarket applications, without changing their physical environment. It has been seen that the sociodemographic characteristics of individuals, their tendency to use the internet, and the urban factors in the environment they live in, are the main reasons for choosing online shopping. In the study, the relationship between the online supermarket shopping preferences of individuals in the district of Çankaya, and the location and accessibility of retail markets, was investigated. Findings were obtained by analyzing online survey data and spatial data. The chi-square test, a descriptive statistics test, was applied to the data obtained by the questionnaire. As a result of the analysis, it was determined which variables were statistically significantly when correlated to online grocery shopping. Service areas were created for pedestrians and vehicles by using the market locations in the district. Accessibility to markets was analyzed with the help of slope and transportation networks in the district. At the end of the study, it was concluded from the survey data that there is a statistically significant relationship between online grocery shopping preferences, the gender of the participants, their years of residence in their neighborhoods, their difficulties in accessing markets and carrying packages, and curfews. As a result of the spatial analyzes within the scope of market service areas and accessibility, it has been determined that there are no markets that individuals can reach by walking in Ahlatlıbel, Alacaatlı, Beytepe, Konutkent and Koru neighborhoods, where residential areas are located in the southwest direction of the district of Çankaya. It has been determined that some of the locations of the markets located in Çayyolu, Dodurga, Hilal, Keklikpınarı, Kırkkonaklar and Yaşamkent neighborhoods in the district have a slope of 20 to 35 percent.

3.
Ankara’nın Kent Merkezi Dinamikleri ve Trafiğe Bağlı Kirliliklerin İstatistiki Analizi: Ulus ve Kızılay Örnekleri
A Statistical Analysis of Traffic-Related Pollution and City Center Dynamics in Ankara: The Cases of Ulus and Kızılay
Öznur Işınkaralar, Hakan Şevik
doi: 10.5505/jas.2023.38258  Sayfalar 25 - 35
Kentsel çevresel kirlilik, şehir planlamanın müdahale alanlarından biri olup kentlinin yaşam kalitesini düşüren ve insan sağlığı için hayati tehdit oluşturan bir sorundur. Kirlilik kaynaklarından biri olarak ağır metaller, günümüz kentlerinde insan faaliyetleri sonucunda artmaktadır. Ağır metaller, yeryüzünde bozulmazlar ve insan vücudunda biyolojik olarak birikerek hayati hastalıklara neden olabilirler. Bu noktada mekânsal kararlar, insanların kirleticilere maruziyet düzeyini etkileyebilecek müdahale biçimleridir. Araştırma, trafik yoğunluğu nedeniyle bozulan hava kalitesinden büyük ölçüde etkilenen Mn konsantrasyonlarının konuma göre değişimini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, Robinia pseudoacacia, Platanus orientalis, Acer negundo, Fraxinus excelsior, Ailanthus altissima, Aesculus hippocastanum ve Tilia tomentosa türleri analiz edilmiştir. Politik bir kararla başkent olan Ankara’nın geleneksel merkezi Ulus ile modern merkezi olan Kızılay’dan örnekler alınmıştır. Araştırma alanlarının birbirine yakın olmasına rağmen Kızılay’ın mevcut plan kararlarından sonra trafik yoğunluğu artmış ve Ulus, tarihî yapısı nedeniyle araç yoğunluğunun görece düşük olduğu bir bölge olarak seçilmiştir. Çalışma sonuçları, Kızılay bölgesinden alınan örneklerde Mn birikiminin Ulus’a göre genel olarak daha yüksek olduğunu ve Kızılay’da motorlu taşıtların etkisinin yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca Ulus’ta aynı bitkinin yapraklarındaki, Kızılay’da ise kabuğundaki değerlerin daha yüksek olduğu görülmüştür. A. negundo ve F. excelsior türlerinin, havadaki ağır elementlerin konsantrasyonlarını izlemek için kentsel bitkilendirme tasarımında kullanılabileceği tespit edilmiştir.
Urban pollution, which reduces the quality of life of residents and poses a vital threat to human health, can be reduced by effective city planning. Pollution due to heavy metals is increasing in today’s cities, and these heavy metals are of particular concern because as they do not naturally decompose on earth, they can bioaccumulate in the human body and cause serious diseases. It is, however, possible to reduce exposure to pollutants through making spatial decisions. The research aims to determine the variation of concentrations of Mn by location, which is greatly affected by the poor air quality caused by traffic density. Within the scope of the study, the following species were analyzed: Robinia pseudoacacia, Platanus orientalis, Acer negundo, Fraxinus excelsior, Ailanthus altissima, Aesculus hippocastanum, and Tilia tomentosa. Samples were taken from Ulus, the traditional center of the political capital of Ankara, and Kızılay, its modern center. Although the two areas of research are close to each other, the traffic density had increased due to the current planning decisions in Kızılay, while Ulus was chosen as a region with relatively low vehicle density due to its historical structure. It was found that four wood species have higher values in their leaves and wood, and five wood species have higher values in their bark in the Kızılay region, as compared to Ulus. This demonstrates that motor vehicles have a significant effect in Kızılay. In addition, the values of the leaves and bark of the same wood are higher in Kızılay than Ulus. It has therefore been determined that A.negundo and F. excelsior are suitable species for use in urban planting design to monitor the concentrations of heavy elements in the air.

4.
Ankara’nın Zaman-Mekânsal Dönüşümü İçinde Konut ve Yol Arayüzleri
House(ing) and Road Interfaces throughout the Spatiotemporal Transformation of Ankara
Gizem Deniz Güneri Söğüt, Funda Baş Bütüner
doi: 10.5505/jas.2023.20092  Sayfalar 37 - 54
Bu çalışmada, yapılı çevreyi şekillendiren konut, peyzaj, yol ilişkisi üçlü bir çerçevede ele alınarak Ankara’da planlanmış, tasarlanmış ve kente değer katan seçili konut alanları tartışmaya açılmıştır. İlgili projelerin tasarımcılarına ait özgün çizim ve fikirlerin incelendiği araştırmada; konut, peyzaj ve yola dair bütüncül kararlar irdelenmiştir. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde yolun konutun kamusal alanı olarak kavramsallaştırıldığı planlama anlayışından, bugün yol ile ilişkisini büyük ölçüde perdeleme arayüzü üzerinden kuran konut alanlarının inşasına uzanan sürece dair çözümsel bir okuma ortaya konulmuştur. Erken Cumhuriyet Dönemi, 1950’lerden 1980’lere uzanan dönem ve 1980’ler ve sonrasına vurgu yapılan makalede, ağırlıklı olarak Demirtaş Kamçıl ve Rahmi Bediz’in İsrail Evleri, Fatin Uran’ın İlbank Blokları ile Altuğ ve Behruz Çinici’nin Sincan Elvanköy Toplu Konut Yerleşkesi projelerine odaklanılmıştır. Farklı bağlam, ölçek ve mekânsal çözümlerle üretilen bu projeler, ortak noktaları üzerinden ele alınmıştır. Böylelikle, günümüzde büyük ölçüde yitirilmiş konut, peyzaj ve yol örüntüsüne dair alternatif tasarım ve planlama yaklaşımlarını üretmek için gerekli bilgi altyapısı oluşturulabilecektir.
With a consideration of the key concepts of housing, landscape, and roads, this study discusses a number of housing areas in Ankara that are planned, designed, and add value to the city. The intention of the study is to better understand integrated design decisions on housing, landscape and roads, by examining the original drawings and conceptual proposals of selected project designers. The research takes an analytical reading of a period starting from the Early Republican area, when the road was conceptualized as the public space of the house, to the current state where the interface between the housing area and the road is mostly obstructed. Providing a consideration of three historical periods, the article mainly focuses on Demirtaş Kamçıl and Rahmi Bediz’s Israel houses, Fatin Uran’s İlbank blocks, and Altuğ-Behruz Çinici’s Sincan Elvanköy mass housing complex projects. It intends to deduce the common ground of these projects with different contexts, scales, and spatial organizations in order to lay the necessary knowledge ground for alternative design and planning approaches in the constitution of the housing-landscape-road relationship, which appear to be widely lost today. Appear to be widely lost today.

5.
Kültürel Peyzaj Ögelerini Bir Kentsel Deneyim Rotası Üzerinden Okumak: Ankara Batı Tümülüsleri Rotası
Reading Elements of the Cultural Landscape Through an Urban Experience Route: The West Ankara Tumuli Trail
Ela Alanyalı Aral, Gizem Deniz Guneri Söğüt, Buket Ergun Kocaili, Ceren Özcan Tatar
doi: 10.5505/jas.2023.28199  Sayfalar 55 - 75
İç Anadolu coğrafyası özgün kültürel peyzajında yerleşim ağları, yol ağları ve tümülüslerin dağılımı, doğal topoğrafya ve su ögelerinin belirleyiciliğini ve Antik Dönem’den beri süregelen mekânsal süreklilikleri imlemektedir. Bu çerçevede, Ankara Tümülüsleri bölgesel ölçekte süreklilik arz eden bir kültürel peyzajın, bugün Ankara kenti sınırları ve tarih içindeki yerleşim alanını betimleyen topoğrafik çanak formu içinde kalan ögeleri olarak tanımlanabilir. Ankara Tümülüslerinin bu süreklilikler kapsamında değerlendirilmesi, öncelikle kente ve bölgeye ait değerler olarak görülmelerini, sonrasında ise kent ve çevresine kapsamlı bir bakışı gerekli kılar. Ankara Tümülüsleri, 19. yüzyıl sonundan itibaren araştırılmış ve belgelenmiş, Cumhuriyet’le birlikte ise kent merkezinin batısında kalan yirmi kadar tümülüs, araştırma ve kazılarla ele alınmıştır. 1950’lerden sonra kentleşmenin hızlanması ve yaygınlaşmasıyla kent sahnesinden silinmeye başlayan tümülüsler, günümüze sayıca azalmış ve tahrip olmuş, başlıca özellikleri olan görsel ilişkiler kurgusunu büyük ölçüde kaybetmiş ve çoğunlukla bilinmeyen değerler olarak kalmıştır. Bununla birlikte 2010’lardan bu yana devam etmekte olan araştırmalarda tümülüslerin özgün görünümleri tarihî fotoğraflar ve haritalar üzerinden araştırılmakta ve bu görsel belgelerde daha önce varlığı bilinmeyen tümülüsler tespit edilmektedir. Bu araştırmada, Ankara Tümülüslerinin çevresel ögelerle birlikte özgün form özelliklerini sergiledikleri 1930’lardan günümüze kentsel gelişim süreçleri içinde nasıl dönüştükleri ve bugün kent kurgusu ve yaşamına kamusal alanlar olarak nasıl katkılar koyabilecekleri sorularına cevap aranmaktadır. Bu bağlamda, güncel peyzaj ve koruma söylem ve pratiklerinin sunduğu teorik çerçeve irdelenmiş, koruma altında olan örnek tümülüs alanları incelenmiştir. Bu edinimler ışığında tümülüs-topoğrafya-kent ilişkilerinin dönüşümü, varlıkları izlenebilen Batı Tümülüsleri alanında önerilen bir kentsel deneyim rotası üzerinden değerlendirilmiştir. Rota üzerinde deneyimlenen görsel ilişkiler 1930’lardan günümüze üç dönemdeki seri görüntüler ve beş dönemdeki kesitlerle ortaya konulmuştur. Bu kapsamda, tümülüs alanlarının sunduğu kentsel potansiyeller tartışmaya açılmıştır.
The network of roads, settlements and the distribution of the tumuli that constitute the unique cultural landscape of Central Anatolian are primary indicators of the determinacy of natural topography and water elements, as well as the spatial continuities that have been enduring since Antiquity. Ankara Tumuli can be defined within this framework as elements of a cultural landscape that has regional expanse. To properly evaluate the significance of the Ankara Tumuli visible in the city, they must not be viewed as merely isolated structures, but with careful consideration of their entire urban and regional context. Ankara Tumuli have been researched and documented since the end of the 19th century, with about twenty tumuli to the west of the city center being studied and excavated during the Republican era. Due to increasing urbanization after the 1950s, increasing numbers of tumuli in urban areas were either destroyed, or became forgotten as they lost their primary visual characteristics. Nevertheless, research conducted since the 2010s has used historical photographs and maps to recreate the original appearances of the tumuli, while documentary evidence has enabled previously unknown tumuli to be located. This study explores how Ankara tumuli were transformed from the 1930s due to urban development. This is the period within which, along with other environmental elements, the tumuli exhibited original formal features that can be seen and contribute to the today’s urban spatial structures. The theoretical framework presented by the current landscape and conservation discourses; and exemplary cases of preserved tumulus areas; were therefore investigated in this context. Departing from the extracts, the transformation of tumulustopography- urbanscape relations was evaluated through a proposed urban experience route among the still visible Western Tumuli.

6.
Tanzimat Dönemi Uygulamalarının Ankara Kent Dokusuna Etkisi (1839-1924)
The Impact of Tanzimat Period Practices on the Urban Fabric of Ankara (1839-1924)
Ayşe Nur Aytemiz
doi: 10.5505/jas.2023.14227  Sayfalar 77 - 120
Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarının çıkış noktasını oluşturan Tanzimat Fermanı (1839), 18. yüzyıldan bu yana Avrupa’yı model alan ıslahatı, resmî devlet politikası hâline getirerek Osmanlı devlet yapısını ve sosyal dokuyu yeni baştan şekillendiren bir dönemi başlatmıştır. Tanzimat ile değişen hukuki uygulamalar, yeni toprak düzeni, yeni millet sistemi ve yeni yönetimsel düzen ile kurumsal yapıda bir değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Bu yenilikler, beraberinde mülkiyet düzeninde, kent yönetiminde ve imar pratiğinde, dolayısıyla kentler ve mimaride karşılıklar yaratmıştır. Tanzimat Dönemi’nde, ülke yönetiminde yapılan yeniliklerin uygulandığı öncelikli kentlerden birisi de Ankara’dır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Osmanlı modernleşmesi projeleri doğrultusunda Tanzimat Fermanı ile başlayan ve pek çok alanda değişimin ve dönüşümün yaşandığı bu sürece ilişkin üst ölçekteki siyasal, toplumsal ve ekonomik değişimler ve yerel bağlamın birlikte ürettiği mekânsal yapılarıyla, Ankara kent dokusunda yarattığı fizikî mekân karşılığının, 1839 ve 1924 kent haritalarının da kullanılarak araştırılması, ortaya çıkan bu değişim ve yeniliklere neden olan süreçlerin belirlenmesi ve bu süreçlerin Tanzimat yenilikleri ile bağlarının kurularak ortaya konulmasıdır. Yapılan araştırma sonucunda, Ankara’da gerçekleştirilen Tanzimat Dönemi uygulamalarının, İstanbul ve liman kentlerinde yaşanan hızlı değişim sürecinden farklı olarak, büyük dönüşümler yaratmadığı ve kentte ancak kademeli bir değişime neden olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, Ankara özelinde gerçekleştirilen modernleşmeye yönelik bu reform çabalarının, Cumhuriyet Dönemi’ni hazırlayan, özellikle bürokratik örgütlenme ile yönetsel, sosyal, siyasal ve kültürel bir değişim yarattığı tespit edilmiş ve bu dönemin kent dokusunun değişimi açısından önemli bir zaman kesiti olduğu sonucuna varılmıştır.
Representing the starting point of the modernization efforts of the Ottoman Empire, the Tanzimat Edict of the 18th century decreed that a reform modeled on Europe would become an official state policy, thus initiating a period that reshaped the structure and social fabric of the Empire. The Tanzimat Edict transformed the institutional structure in terms of legal practices, introducing a land order, city administration and construction practice in the cities and the architecture. In the Tanzimat Period, Ankara was one of the main cities where the changes in the administration of the Empire were reflected. In this context, the aim of this study is as follows: to analyze the urban fabric of Ankara related to the process that started with the Tanzimat Edict, in line with the modernization of the Ottoman Empire. This period saw transformation in many areas within spatial structures, as well as in the central administration at the upper level (political, social and economic). Changes at the local context can be seen from the maps of 1839 and 1924. These identify the processes that have instigated these changes and improvements and reveal the relationship of these processes with the Tanzimat reforms. The research concludes that the Tanzimat era practices carried out in Ankara, unlike the structural changes experienced in Istanbul and port cities, did not create major transformations, but actually created only gradual changes in the city. However, it is observed that these modernization initiatives in Ankara brought about, especially in bureaucratic and administrative organizations, social, political and cultural changes, and that these changes paved the way for the Republican Period. There is therefore no doubt that the Tanzimat era is an important time period in the story of changes in the urban fabric of the city.

7.
Kolektif Hafızanın Yeniden Üretimi: Ankara Havası Belgesel Filmini Bourdieucü Yaklaşımla Yeniden Okumak
Reproduction of Collective Memory: A Bourdieuist Re-reading of the Documentary Film: Ankara Ambiance
Murat Özdemir
doi: 10.5505/jas.2023.48569  Sayfalar 121 - 137
Bir tür hatırlama biçimi olan kolektif hafıza, geçmiş ve gelecek arasında köprü kurarak toplumun veya grupların ortak kimliğe sahip olmasını mümkün kılan hatırlama biçimidir. Toplumsal hafıza ya da kültürel hafıza olarak da bilinen bu hafıza biçimi, sosyal bir bağıntı işlevi görür ve faillerin kültürel, sosyal, ekonomik ve simgesel sermayelerinin inşasıyla varlığını devam ettirir. Pierre Bourdieu’nün pratik teorisi de kolektif hafızanın sürekliliğinin yapı-eylem ilişkisi bağlamında tartışılmasına olanak tanımaktadır. Kolektif hafızanın kurucu ögeleri arasında yer alan mekânın, iktidarın üretimini ve toplumsal dönüşümlerini temsil eden bir öge olduğu düşünüldüğünde Bourdieu’nün alan, sermaye ve habitus kavramları mekânın iktidar ile olan ilişkisinin tartışılmasını mümkün kılmaktadır. Bu çerçevede çalışmanın amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisini temsil eden Ankara kenti örnekleminde kolektif hafızanın inşasını Pierre Bourdieu’nün alan, habitus ve sermaye kavramsallaştırmasıyla ilişkilendirerek hafızanın yeniden üretiminde toplumsal faillerin etkili olduğunu ortaya koymaktır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, dijital bir platform olan Blu TV’de yayımlanan “Ankara Havası” isimli belgesel filmi, örneklem olarak belirlenmiştir. Belgesel filminin “Önemli Olan Kalbe Koyup Sevmek” adıyla yayımlanan ilk bölümü, içerik çözümlemesi tekniğiyle çözümlenmiş ve betimsel analiz yöntemiyle kategorize edilerek analiz edilmiştir. Pierre Bourdieu’nün pratik teorisi çerçevesinde belgeselde iki tematik kategoriye ve yedi alt kategoriye ulaşılmış, Ankara kenti bağlamında kolektif hafızanın inşasında faillerin etkisi “kurucu liderin temsilleri, ulus devlet anlayışının yansımaları” başlıkları üzerinden tartışılmıştır. Çalışmanın sonucunda kolektif hafızanın mekân formunda idari, politik ve ideolojik bakış açılarıyla yeniden üretildiği, mekânın kolektif hafıza biçiminde yeniden üretiminde kurucu liderin ortak bir değer olduğu düşüncesinin etkili olduğu; bireylerin, bulundukları toplumsal alanla ve sahip oldukları sermaye çeşitleriyle yakından ilişkili oldukları değerlendirilmiştir.
Collective memory is a way of remembering that makes it possible for society or groups to have a common identity by bridging the past and the future. Pierre Bourdieu’s practical theory also allows discussion of the continuity of collective memory in the context of the structure-action relationship. In this context, the aim of the study is to reveal that social agents are effective in the reproduction of memory. This is done by associating the construction of collective memory with Pierre Bourdieu’s conceptualization of space, habitus and capital in the sample of the city of Ankara, which represents the founding ideology of the Republic of Turkey. In line with the purpose of the study, the documentary film named “Ankara Ambiance”, which was broadcast on Blu TV, a digital platform, was chosen as a sample. The “What Matters to Heart and Love” episode, which was broadcast as the first episode of the documentary, was analyzed using the content analysis method. As a result of the study, it has been evaluated that collective memory is reproduced in the form of space with administrative, political and ideological perspectives. The idea is that the founding leader is a common value which is effective in the reproduction of space in the form of collective memory and is closely related to the social space of individuals and the types of capital they have.

8.
İç Mekân Bağlamında Modern Mimarlık Mirası: Kavaklıdere Sineması Değer Analizi
The Heritage of Modern Architecture in the Context of the Interior: A Value Analysis of Kavaklıdere Cinema
Ayşe Nur Tür, Umut Şumnu
doi: 10.5505/jas.2023.97658  Sayfalar 139 - 160
Araştırma, modern mimarlık mirasının korunması konusunu, iç mekân odağıyla ele almaktadır. İç mekân, kullanıcıyla doğrudan ilişki içinde olduğu için sonradan müdahalelere açıktır. Bu durum iç mekânın korunması konusunu zorlaştırmaktadır. Yapılan araştırma, Ankara’da bulunan bir sinema yapısı üzerinden bu sorunu ele almayı hedeflemektedir. Nejat Tekelioğlu’nun apartmanlı sinema yapılarından biri olan ve 1965 yılında yapılan Kavaklıdere Sineması, araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmanın ilk bölümünde, modern mimarlık mirasının korunması konusu, değer merkezli koruma yaklaşımıyla ele alınmış; farklı kurum (Burra Tüzüğü, English Heritage, ICOMOS) ve kişilerin (Riegl, Lipe, Frey, Mason ve Avrami, Madran) değer tanımlarına yer verilmiştir. Diğer bölümde, sinemanın ortaya çıkışı ve mekânsallaşma süreci anlatılmış, Ankara sinemalarından örneklere yer verilmiştir. Son bölümde ise örneklem olarak seçilen Kavaklıdere Sineması’nın planları ve iç mekân fotoğrafları aracılığıyla iç mekân analizi aktarılmıştır. Sinemanın sahibi Ayhan Nergiz ve sinemanın uzun yıllar işletmeciliğini yapan Zafer Şener ve İrfan Demirkol ile sözlü tarih görüşmeleri yapılmıştır. Gönüllük esasına dayalı olarak, yapılan görüşmelerde onam formları alınmıştır. Görüşmecilerin kişisel arşivleri, görsel malzeme olarak kullanılmıştır. Son olarak, Kavaklıdere Sineması değer merkezli koruma yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilmiş; Belge değeri, kimlik değeri, mimari değer, işlevsel ve ekonomik değer, süreklilik değeri, anı değeri ve özgünlük değeri bakımından incelenmiştir. Değerlendirmelerin sonucunda, Kavaklıdere Sineması’nın bir modern mimarlık mirası olarak ele alınması için sahip olması gereken değerlerin analizi yapılmıştır ve koruma gerekliliği vurgulanmıştır. Yapılan araştırma, belgeleme çalışması ve değer tespitleriyle beraber, Kavaklıdere Sineması’nın korunmasına yönelik yapılması gereken çalışmalar için bir altlık görevi üstlenmiştir.
The research deals with the conservation of modern architectural heritage with a focus on the interior. The user coming into direct contact with the interior makes it prone to subsequent interventions, although this also makes the protection of the interior space problematic. The research aims to address this problem through the consideration of a cinema structure in Ankara, namely Kavaklıdere Cinema. This Nejat Tekelioğlu apartment cinema building was built in 1965 and constitutes the sample of the research. In the first part of the research, the subject of the protection of modern architectural heritage is conveyed using a value-centered conservation approach. Different institutions and individuals have included definitions of value. In the following part, the emergence of cinema and its spatialization process are explained. In the final part, the interior analysis was conveyed through plans and interior photographs of the Kavaklıdere Cinema, which was chosen as a sample. An oral history interview was held with Ayhan Nergiz, the owner of the cinema, as well as with Zafer Şener and İrfan Demirkol, who have been the managers of the cinema for many years. Voluntary consent forms were obtained during the interviews. The personal archives of the interviewees were used as visual materials. Finally, Kavaklıdere Cinema was evaluated, according to the framework of the value-centered conservation approach, in terms of the value of the documents, identity, architecture, function and economic, continuity, memory, and originality. As a result of the evaluations, the features that Kavaklıdere Cinema should have in order to be considered as a modern architectural heritage have been analyzed, and the necessity of protecting the building has been emphasized. In addition to providing research, documentation and valuation, this study also serves as a basis for the work that needs to be done to protect Kavaklıdere Cinema.

LookUs & Online Makale