Cumhuriyetin ilanı ile birlikte; başkent olarak kabul edilen Ankara’nın nüfusu çok hızlı bir şekilde artmış, bu süreçte karşılaşılan en önemli sorunlardan biri de konut sorunu olmuştur. Bununla birlikte Cumhuriyet rejimi ideolojisiyle birlikte çağdaş bir kent hedefiyle gelişen Ankara; kararların alındığı, yeni çözümlerin denenerek, sorunlara farklı yaklaşımların sunulduğu bir kent olmuştur. Bu bağlamda Ankara, imar sorununa çözümler ve yaklaşımlar açısından Türkiye’deki imar anlayışını tanımlayan bir rol oynamıştır. Ülke çapında geliştirilen konut politikaları için şekillendirici bir rol oynayan Ankara kenti, mülk-konut anlayışı ile yapılan arsa–altyapı programlarının ilk örneğini de Yenimahalle ilçesinde barındırmaktadır. Konut sorununun çözümlenmesi amacıyla pek çok kurumun bir araya gelmesi sonucunda bu bölge için hazırlanan imar planları ile burada tasarlanan “yaşam” ülkemiz bağlamında eşsiz olup, dönemin kültürel, ekonomik, siyasal, bilimsel ve estetik özelliklerini bir bütün olarak bünyesinde barındırmaktadır. Ancak herhangi bir koruma durumu söz konusu olmadığından, 1948 yılı ve sonrasında yapılan bu konutlardan, günümüze çok az sayıda örnek barındırmakla birlikte; çok hızlı bir şekilde yerlerini apartmanlara bırakmaktadır. Günümüzde toplam yapı stoğunun yaklaşık % 2,5’una ulaşılabilen bu konutların korunmasına yönelik henüz bir adım atılmamıştır.
Bu çalışma kapsamında Yenimahalle’de bulunan müstakil konutlardan günümüze kalan örneklerin tespit ve belgelemesi yapılmış, yapıların mevcut durumları üzerinden özgünlük ile değişme ve bozulma bağlamında problemleri saptanmıştır. Yapıların “değerli” kabul edilebilmeleri için gerek duyulan kriterler, hem geleneksel yapılar için tespit edilmiş olan mimari miras, hem de DOCOMOMO tarafından tespit edilmiş olan modern mimarlık mirası bağlamında araştırılmış ve tespit edilmiştir. Tespit edilen konutlar bu kriterlere göre değerlendirilerek, korunmalarına yönelik öneriler sunulmuştur.
One of the most important problems encountered in Ankara following the declaration of the Republic was housing. The announcement of Ankara as the new capital led to a sharp rise in the population of the city, and the desire to accommodate for this rise in a manner suitable for a developing modern city means that Ankara has played a complementary role in the development of Turkish zoning perceptive, in terms of approaches and solutions to the housing problem. The city of Ankara, which plays a formulative role in the housing policies that are developed throughout the country, also hosted the first example of the land-infrastructure programs that were instigated following an appreciation of the housing of the Yenimahalle district. The zoning plans that had been developed by a number of institutions were combined together to resolve the housing problem, which means that the dwellings in the area are nationally unique in retaining some of the cultural, economical, political, scientific, and aesthetical properties of the era. However, since there were no preservation initiatives, most of the buildings constructed since 1948 have been demolished and replaced by apartments. Furthermore, no attempt has been made to preserve the 2.5% of the dwellings that still remain.
This study is concerned with determining and documenting the remaining examples of detached houses in Yenimahalle, as well as identifying their problems in terms of originality, alteration, and deterioration, based on the current state of the buildings. The criteria required for the buildings to be accepted as being ‘valuable’ have been researched and evaluated in terms of both the architectural heritage determined for traditional buildings, and of their modern architectural heritage, as specified by Docomomo. Following the evaluation according to these criteria, suggestions for the protection of the buildings are presented.