Çalışma, topoğrafyanın kentsel çevredeki belirleyici rolünün değişen konumuna odaklanmaktadır. Son dönemlerde, Ankara’nın kentleşme sürecinde de gözlenen, kentleşme pratiğinde topoğrafyaya karşı ilgisizlik veya umursamazlık önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Özgün yer formu ve ilişkili su yapıları kapsamındaki kent topoğrafyası ile yapılı çevre arasındaki ilişkinin koptuğu gözlenmektedir. Bu bakımdan çalışmanın ana amaçlarından birisi kentleşme sürecini fiziksel, kültürel ve tarihsel topoğrafya kapsamında araştırmaktır. Topoğrafyanın mekân ifade edebilme yetisi ve bunun dönüşümü, Ankara’daki seçili alan olan Karakusunlar ve çevresi üzerinden incelenmiştir. Ankara’nın belirgin yer formu karakterini temsil edebilmesi açısından seçilen alanda yürütülen çalışma, alanın 1930’lu yıllardan itibaren coğrafi, mekânsal ve kültürel yönlerden dönüşümünü ve kentleşmesini ayrıntılı olarak analiz etmektedir. Topoğrafyanın fiziksel ve kültürel dönüşümünü anlamak için alanın tarihini ve bu mekânda yaşanan deneyimleri araştırmak önemlidir. Coğrafyanın bellekte bıraktığı izler, yaşanılan farklı dönemlerde nasıl kullanıldığı ve arazide yaşayan kişilere ne ifade ettiği açısından önemli katmanlardan biridir. Bu bağlamda, tarihî haritalar üzerindeki bulgular ve yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler yoluyla Karakusunlar’ı içeren alanda yaşamış kişilerle yapılan saha çalışması birlikte sunulmuştur. Saha çalışması ve haritalama sürecindeki ana odak noktaları alanın yer şekli, alandaki su elemanları, bu unsurlara yapılan müdahaleler, mekâna ilişkin özellikleri, toponimler aracılığıyla mekânın kimliğinin yorumlanması ve Karakusunlar bölgesindeki topoğrafik ve mekânsal dönüşüm sürecinin haritalanmasıdır.
Anahtar Kelimeler: Tarihi coğrafya, Kent topoğrafyası, Su elemanları, Toponimi, Haritalama, Karakusunlar, AnkaraThis study is focused on topography and its changing role in determining urban environments. An increasing indifference and neglect towards topography in urban planning practices has recently been observed, and this trend can also be seen in Ankara’s urbanization process. The current state of the city, in terms of its unique topography and related waterscape, represents a disconnection from the built environment. In this context, one of the primary objectives of this study is to investigate the process of urbanization within the framework of physical, cultural, and historical topography. The capacity of topography to define both a place and its transformation is examined through the selected area of Karakusunlar, Ankara, and its surroundings. The conducted research on the Karakusunlar area, which represents the distinctive landform character of Ankara, analyzes the geographical, spatial, and cultural transformation of the district, as well as its urbanization, from the 1930s onwards. It is crucial to investigate the history of the site and related experiences in order to comprehend the physical and cultural transformation of topography. The traces left by geography in collective memory are significant layers in terms of how they were used and what meaning they have for locals during different time periods. In this context, this is a field study of Karakusunlar based on findings from historical maps and semi-structured in-depth interviews with individuals who have lived in the area. The main areas that the field study focuses on are landforms, water elements of the area, interventions made to these elements, the spatial attributes of these interventions, the interpretation of place identity based on toponyms, and the mapping of the topographical and spatial transformational process in the Karakusunlar area.
Keywords: Historical geography, Urban topography, Fluvial elements, Toponymy, Mapping, Karakusunlar, Ankara