Cumhuriyet Döneminde Ankara’da tasarlanan bütüncül peyzaj dokusu, bugün yerini parçacıl bir yaklaşımla üretilen birbirinin tekrarı yeşil alanlara bırakmıştır. Bu değişimin getirdiği yıkıcı süreç kentin özgün peyzaj dokusunu tahrip etmiş; var olan peyzaj değerlerini görünmez kılmıştır. Bu noktada makale, Ankara’nın aşınan ve yok olan peyzaj dokusunu farklı ölçek, bağlam ve mekân tipleriyle sergileyen iki çizgisel peyzaj üzerinden tartışmaktadır: Atatürk Bulvarı ve Hatip Çayı vadisi. Morfolojik yapıları ve oluşma biçimleri birbirlerinden farklı olan bu iki peyzaj dizgesi üzerine yapılacak okuma, Ankara peyzaj tarihinin özgün mekânlarını ve yitirilen çeşitliliğini bütüncül bir çerçevede yeniden düşünmemize imkân verecektir. Bu okuma aynı zamanda, günümüzde varlığını sürdüren arda kalmış potansiyel alanlara ve peyzaj üretme biçimlerine dair de farkındalık yaratacaktır. Böylece, son 20- 30 yıldır birçok dünya kentinin gündemine aldığı iklim değişikliği ve dirençli kentler gibi konuların gerektirdiği peyzaj odaklı şehirciliğin Ankara bağlamında tartışılması mümkün olabilecektir.
Anahtar Kelimeler: Kentsel peyzaj, Peyzaj odaklı şehircilik, Çizgisel peyzaj, Hatip Çayı vadisi, Atatürk Bulvarı peyzajı, AnkaraThe integrated designed landscape of Ankara’s Republican period has now been replaced by fragmented and repetitive landscapes. This change has introduced a destructive process that has significantly damaged the fabric of the city’s characteristic landscapes, and has obscured their existing value. This article considers two linear landscapes that present different scales, contexts, and spatial types of Ankara’s abraded and lost landscapes: Atatürk Boulevard and Hatip Creek valley. Examination of these two landscapes, which differ in their morphological structures and forms, enables a reconsideration, through an integrated lens, of the characteristic spaces and lost diversity of Ankara’s landscapes. Such a reading also raises awareness of the potential of currently existing areas for landscape production. It is suggested that the landscape-based urbanism that has been considered by many world cities during the last 20-30 years to cope with climate change and preserve the cities should also be applied to Ankara.
Keywords: Urban landscape, Landscape-based urbanism, Linear landscape, Hatip Creek valley, Landscape of Atatürk Boulevard, Ankara