ISSN: 2147-8724
Ankara Araştırmaları Dergisi - Ankara Araştırmaları Dergisi: 10 (2)
Cilt: 10  Sayı: 2 - 2022
1.
Editörden
From the Editor
Mehtap Türkyılmaz, Alev Ayaokur
Sayfa I

HAKEMLI MAKALE
2.
Ankara Spor Kulüpleri Etkinliklerinin Rekreatif Boş Zaman Etkinliğine Dönüşümü ve Yeni “Mahal”lerinin Üretimi: 1922-1946
The Transformation of Ankara Sports Clubs’ Activities into Recreational Leisure Activities and the Production of New Locales: 1922-1946
Bengi Su Ertürkmen Aksoy, Nihan Oya Memlük Çobanoğlu, Bilge Beril Kapusuz Balcı
doi: 10.5505/jas.2022.24119  Sayfalar 177 - 201
Erken Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde devletin beden terbiyesi politikalarına paralel olarak sporun kamusal alanda sergilenmesi, yaygın olmayan sporların yaygınlaştırılması ve spor etkinliklerinin rekreatif boş zaman etkinliğine dönüşmesinde spor kulüplerinin aracılığı önemlidir. 1922-1946 olarak belirlenen tarih aralığında Ankara spor kulüplerinin, farklı niteliklere sahip modern boş zaman etkinliklerini ve bu etkinliklerin yeni “mahallerini” (locales) üretmiş olduğu görülmüştür. Farklı spor branşlarında etkin olan spor kulüpleri, düzenledikleri veya dâhil oldukları rekreatif boş zaman etkinlikleri aracılığıyla kentli için aidiyet, eğlence ve dinlence gibi yeni anlamlar üreterek gündelik hayat bağlamında kent mekânının dönüşümünde etkin role sahip olmuşlardır. Çalışmada, modern bireyin, toplumun ve mekânın inşa edildiği yeni başkent Ankara’da, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) ile sporda kurumsallaşmanın başladığı 1922 yılından spor etkinliklerinin örgütlü bir kitleselliğe ulaştığı 1946 yılına kadar, etkin olan spor kulüpleri ve kulüplerin düzenlediği veya dâhil oldukları spor etkinlikleri spor müsabakaları, spor şenlikleri, yıldönümü kutlamaları, yıllık kongreler gibi spor etkinlikleri ve etkinliklerin gerçekleştiği mahaller araştırılmıştır. Bu bağlamda çalışmada, spor etkinliklerinin rekreatif boş zaman etkinliklerine dönüşümü ile kulüplerin bu etkinlikler aracılığıyla gündelik hayatı ve kent mekânını yeniden üretme ilişkileri, farklı tür etkinlikler ve etkinliklerin gerçekleştiği farklı ölçek ve nitelikteki mahaller üzerinden incelenmiştir. Birincil kaynakları araştırmanın temeline koyan çalışmada gündelik hayat pratiklerinin takip edilebildiği, günlük süreli yayınlardan Ankara’da yayımlanmış olan Hakimiyet-i Milliye [1934’ten itibaren Ulus] gazetesi, araştırmanın beslendiği en önemli kaynak olmuştur. Bununla birlikte Resimli Uyanış (Servet-i Fünun) ve Gol Spor gibi haftalık olarak yayımlanan dergiler de incelenmiş ve elde edilen kayıtlardan araştırma nesnelerine ilişkin mekân odaklı okumalar ve analizler yapılmıştır.
In the early period of the Republic of Turkey, sports clubs played a critical role in the promotion of sports in the public sphere, particularly less widespread sports, and the transformation of sporting activities into recreational leisure activities. This was all done in line with the physical training policies of the state. During this period, Ankara sports clubs introduced different qualities to modern leisure activities within new ‘locales’, and so played an active role in the transformation of urban space. They did this through the use of recreational leisure activities to emphasise a sense of belonging, entertainment, and recreation amongst the citizens. This study considers the sporting events, as well as the locales where they took place, that were organized by sport clubs in Ankara, the new capital. The period considered begins in 1922, when the institutionalization of sports began with the formation of The Turkish Alliance of Associations Promoting Exercise, until 1946 when the sporting activities were more comprehensively organised. Analysis of the transformation of sports activities into recreational leisure activities, as well as the role of sports clubs in redefining daily life and urban space, considers a variety, in terms of scales and qualities, of activities and locales. The Ankara daily newspaper Hakimiyet-i Milliye [which was renamed Ulus in 1934), was the main primary source used in this study, although certain weekly magazines, such as Resimli Uyanış, (Servet-i Fünun) and Gol Spor, were used to obtain further information and analysis of events and locations.

3.
Ankara’da Millî Bayram Kutlamaları: Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Kamusallığın Performatif Biçimleri
Celebration of National Days in Ankara: Performative Forms of Publicity during the Early Republican Period
Ahmet Erdem Tozoğlu, Elif Kaymaz, Öykü Su Sezen
doi: 10.5505/jas.2022.38233  Sayfalar 203 - 228
Makale, Ankara’da Cumhuriyet’in ilk yıllarında resmî bayram kutlamaları bağlamında performatif kamusallığın oluşumunu incelemektedir. Bayram kutlamaları tek bir aktör üzerinden ve tek bir kavramsal çerçeve içerisinde değerlendirilemeyecek kadar karmaşık toplumsal pratiklerdir. Çalışma, bayram kutlamalarının eş zamanlı okunması gereken bir dizi sosyomekânsal katman aracılığıyla anlaşılabileceğini savlamaktadır. Dolayısıyla makalede, kamusallığın fiziki altlığı olan kutlama mekânları, kitlelerin kontrol ve yönlendirilmesini sağlayan sosyomekânsal kurallar dizgesinin ve kutlama mizansenin etkinliğini artırmak için devreye sokulan maddi, manevi kimi araçların oluşturduğu bir ağın parçası olarak ele alınmaktadır. Resmî bayram kutlamalarındaki kamusallığı tartışmak ve farklı performatif ilişkileri tanımlamak için üç ilişkili tema önerilmiştir. Bunlar, kitlelerin hareketliliğinin teşviki, teknolojik gelişim ve teknik sergileme, kurucu imgeler ve anlatıların farklı araçlarla dolaşıma sokulmasıdır. Sonuç olarak, birbiri içine geçmiş, birbirinden beslenen bu temaların, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde millî bayramlar aracılığıyla yeniden üretilen toplumsal rıza kültürünün ve ulus devlet inşası stratejilerinin törenler bağlamında açıklanabilmesine olanak sağladığı ortaya konulmuştur.
This article examines public performances of official national day celebrations in Ankara during the early period of the Republic. As studying only one actor within a single conceptual framework of national day celebrations would be insufficient to depict the complex nature of social practices, this study argues that national day celebrations inherently incorporate simultaneously and reciprocally performed layers within the public sphere. This study considers the celebration spaces, which are the physical theater of events, as being a part of a network of material and spiritual tools that are utilized to improve the celebration performance and increase the enjoyment of the audience, while also considering the socio-spatial codes that control the masses and the celebration of mise-en-scene. This article uses three intertwined themes: the mobilization of the masses; the promotion of technological development and technical exhibition; and the circulation of the founding images and narratives, to introduce and discuss public performance in Ankara. The study concludes by suggesting that the interaction of these themes with each other explains the consent culture, nation-building strategies, and performative forms of publicity, that occurred during national day performances of the early period of the Republic of Turkey.

4.
Ankara Kentinin Yerel Diplomasisi Bağlamında İki Taraflı İş Birliklerinin Değerlendirilmesi
Evaluation of Diplomatic Bilateral Cooperation within the City of Ankara
Suna Ersavaş Kavanoz, Nisa Erdem
doi: 10.5505/jas.2022.86547  Sayfalar 229 - 253
Kentlerin uluslararası ilişkilerini anlatan bir kavram olan yerel diplomasi, farklı faaliyet türleri kapsamında gerçekleştirilmektedir. Makalenin amacı, Ankara kentinin yerel diplomasi faaliyetlerinin söz konusu türlerden biri olan iki taraflı iş birlikleri bağlamında değerlendirmektir. Bu amaç doğrultusunda çalışmada nitel araştırma yöntemi, Ankara kent yönetiminde iki taraflı iş birliklerinin belirlenmesi, faaliyet türlerinin ve ilişki kurulan ülkelerin niceliksel verilere dönüştürülmesi amacıyla kullanılmıştır. Çalışma kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Dış İlişkiler Şube Müdürlüğü ve Avrupa Birliği Şube Müdürlüğü 8-9 Mart 2022 tarihlerinde iki gün süre ile ziyaret edilerek, belediyenin kardeş kentlerle yaptığı dostluk ve iş birliği anlaşmalarına dair arşiv kayıtları incelenmiştir.
Çalışma sonucunda Ankara kentinin yerel diplomasi faaliyetleri bağlamında gerçekleştirdiği iki taraflı iş birliklerinin, Türk dış politikası etkisinde ve ulusal diplomasi ile tamamlayıcılık ilişkisi içerisinde olduğu; kentsel siyaset ile iki taraflı iş birlikleri arasındaki ilişkinin, merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin aynı siyasal partiden olması durumundan etkilendiği görülmüştür. İki taraflı iş birliklerinin, Ankara için kentsel hizmetlerin sunulmasında bir araç olmanın yanı sıra yarattığı imkânlarla kentin tanınma stratejilerinin bir parçası olarak kentsel siyasete de yansımaktadır.
The term ‘urban diplomacy’ is used to describe the various activities performed that pertain to international relations between cities. The aim of this study is to evaluate the urban diplomacy of the city of Ankara in the context of bilateral cooperation. Qualitative research is used to determine the nature of measures related to bilateral cooperation and obtain relevant quantitative data. The department archives of the Department of Foreign Relations and the Directorate of Foreign Relations of Ankara Metropolitan Municipality were used for research purposes during March 8-9, 2022. The study concludes that diplomatic bilateral cooperation within the city of Ankara was conducted according to the parameters of Turkish foreign diplomacy and in harmony with national diplomacy. It was also concluded that the relationship between urban politics and bilateral cooperation was influenced by the same political party controlling both central and local governments. In terms of the relationship with urban policies, activities related to bilateral cooperation are determined as a means of promoting the city, rather than providing urban services for Ankara.

5.
Ankara Kalesi Sur Yapı Taşlarının Kaynağı
Origin of Ankara Castle Rampart Building Stones
Kıymet Deniz, Yusuf Kağan Kadıoğlu
doi: 10.5505/jas.2022.65807  Sayfalar 255 - 271
Tarihî yapılarda kullanılan doğal yapı malzemelerinin tanımlanmaları, kaynak yerlerinin ve alındıkları taş ocaklarının belirlenmesi, kültür varlıklarının korunması ve restorasyon çalışmaları için oldukça önemlidir. Çalışmada, Ankara ilinin en önemli tarihî yapılarından biri olan Ankara Kalesi’nin sur yapı taşlarının tanımlanması ve alındıkları ocak yerlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla kale, sur duvarı ve taban kayaları ile olası taş ocaklarından örnekleme yapılmış ve tüm örnekler mineralojik, petrografik ve jeokimyasal olarak karşılaştırılarak incelenmiştir. Ankara’nın Altındağ ilçesinde yer alan Ankara Kalesi, iç kale ve dış kaleden oluşmaktadır. Ankara Kalesi temel olarak düşey yönde eklem gösteren ve sur taşları ile aynı bileşim özelliği gösteren andezit bileşimindeki kaya üzerine inşa edilmiştir. Sur duvarlarının bazı bölümlerinde tuğla ve kireçtaşı da kullanılmıştır. Sur taşlarının ana malzemesi andezit, pembe renkli porfiroafanitik dokuya sahiptir ve lokal olarak kullanılan yer yer farklı doku özellikleri gösteren kireçtaşı ise kristalize ve biyosparitik karakterdedir. Andezitler mikroskop altında hiyalopilitik porfirik dokulu olup başlıca plajiyoklaz, amfibol, biyotit, kuvars, ± piroksen ve opak mineraller içermektedir. Ayrıca incelenen andezit örneklerinde, killeşme, kloritleşme ve opaklaşma türü bozunmalar tespit edilmiştir. Kuvars andezit bileşimindeki bu kayaların yüksek K’lu-kalkalkalen bileşiminde oldukları jeokimyasal yolla ortaya konulmuştur. Ankara Kalesi’nin surlarının inşasında kullanılan taşların kökenlerini belirlemek için Kale ve Ankara çevresindeki farklı lokasyonlardan andezit örnekleri alınarak karşılaştırma yapılmıştır. Sur andezit örneklerinin mineralojik, petrografik ve jeokimyasal olarak en çok Yenidoğan Tepesi’nde bulunan yedi adet eski taş ocağından alınan andezit örnekleri ile benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir.
In order to properly protect and restore cultural assets, it is important to correctly identify the natural materials used in historical buildings and determine the origin of these materials and the quarries they were taken from. This study therefore examines the rampart building stones of Ankara Castle, which is one of the most important historical buildings in the city, and determines the locations of the quarries used in its construction. In the study, samples were taken from the castle, rampart walls and the rocks in the castle’s foundation. The samples were then compared mineralogically, petrographically and geochemically with other samples taken from quarries where the stones may possibly have originated from. Ankara Castle, which is located in the Altındağ district of Ankara, is comprised of an inner and an outer castle. The castle was basically built on vertically articulated andesite rock and has the same composition as the rampart stones. Brick and limestone were also used in certain parts of the rampart walls. The rampart stones are mainly composed of pink porphyroafanitic textured andesites, but also contain locally crystallized and biosparitic limestone. Andesites are seen to have a hyaloplitic porphyritic texture when examined under the microscope, and consist mainly of plagioclase, amphibole, biotite, pyroxene, ± quartz and opaque minerals. Quartz and plagioclase crystals are embayed and the plagioclase was also zoned. Kaolinization, chloritization and opacification type alterations were detected in the andesites. These rocks, which are composed of quartz andesite, contain high levels of K-calcalkaline. In order to determine the origins of the rocks used in the construction of the rampart walls, andesite samples were compared with other samples taken from different locations around the castle and Ankara. It was determined that the rampart andesite samples most resemble those taken from seven old quarries on Yenidogan Hill.

6.
Erken Cumhuriyet Dönemi Başkent Tahayyüllerinde Mimarlık, Teknoloji ve Modernleşme: Hülya Bu Ya... ve Ankara Örneği
Examples in Hülya Bu Ya... and Ankara of the Architectural, Technological and Modernization Imaginations in the Capital during the Early Period of the Republic
Şerife İncedemir, Hilal Tuğba Örmecioğlu
doi: 10.5505/jas.2022.77699  Sayfalar 273 - 293
Türk Edebiyatı’nda ütopya tasarımlarının ilk örnekleri Osmanlı’da modernleşme ve yenileşme hareketlerinin görüldüğü 19. yüzyılda verilmiştir. 20. yüzyılda Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte yeni bir devlet ve toplum düzeni kurulması, çağdaşlaşma, modernleşme, bireyin ve toplumun gelişmesi konuları gündeme gelmiş bu doğrultuda yeni bir kültür, bu kültüre zemin oluşturacak yeni bir kent ve mekân kurgusu düşüncesi ortaya çıkmıştır. Başkent Ankara da teknoloji ve modernleşmenin karşılığının arandığı yeni mekân ve kent tasarımının icra merkezi olmuştur. Edebiyat alanında yeni siyasal ve sosyal düzeni konu edinen, bu düzenin olumlu ve olumsuz yönlerini tartışan, ütopist ya da eleştirel eserler verilmiştir. Bu bağlamda makale, Ankara’nın başkent olma sürecinde geçirdiği fiziksel ve düşünsel dönüşümün mimarlık ve edebiyat alanındaki karşılığını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Ankara kentinin gelecek görünümünü birbirine tezat bağlamda konu edinen Hülya Bu Ya… ve Ankara eserleri çalışmanın örneklem alanı olarak belirlenmiş; dönemin Ankara’sı, tasarlanmış başkent Ankara ile birlikte mimarlık, teknoloji ve modernleşme ilişkisi üzerinden karşılaştırmalı yöntemle incelenmiştir. Ankara’nın yeni rejimin modernleşme ve ilerleme idealleri bağlamında yaşadığı sosyal, teknolojik, kentsel ve mekânsal değişim çözümlenmiştir.
The first examples of utopian designs in Turkish literature were produced in the 19th century, which was a period of both modernization and innovation. In the 20th century, following the proclamation of the Republic, issues were raised relating to the establishment of a new state and social order, contemporization, modernization, and the development of the individual and society. Discussions lead to idealistic notions of what the basis of this new culture would be, particularly in terms of the urban environment and use of space. The new capital, Ankara, became the stage for idealized designs that reflect notions of technology and modernization. Such notions were fed by works of literature which contained utopistic or critical works that responded to the new political and social order, while also discussing the positive and negative aspects of such an order. The aim of this article is to determine how the physical and ideational transformation of Ankara, in the process of becoming the capital city, was reflected in the fields of architecture and literature. Two different texts, Hülya Bu Ya… and Ankara, both of which provide contrasting future imaginings of Ankara, are used in the study to examine, in terms of architecture, technology, and modernization, how the contemporary version of the capital relates to conceptions of its rennovation. This examination is performed through analysis of the social, technological, urban and spatial transformations that occurred in Ankara during the implementation of the modernizing and progressive ideals of the new regime.

7.
İki Amerikalı Kadının Gözlemleri Bağlamında 1950’lerde Ankara’nın Sosyokültürel Yapısı
The Socio-Cultural Structure of Ankara in the 1950s: Observations by Two American Women
Gizem Mahmuriye Çiftçi
doi: 10.5505/jas.2022.47568  Sayfalar 295 - 305
Soğuk Savaş döneminde gelişen ve değişen Türk-Amerikan ilişkileri kapsamında, çeşitli nedenlerle Türkiye’ye gelen Amerikalılar, özellikle 1950’li yıllarda iki ülke arasındaki karşılıklı kültür alışverişinin ve anlayışın artmasına yol açmıştır. Kültürel anlamda Amerika’nın etkisinin en çok hissedildiği bu yıllarda, Ankara’ya resmî bir görevle gelen Amerikalı Elizabeth McNeill Leicester, Memories of 1950 in Ankara, Turkey; Lucile Saunders McDonald ise Zola Helen Ross ile Assignment in Ankara başlıklı kitapları yazmışlardır. İki kadının gözlemleriyle kaleme alınan bu kitaplar, 1950’li yıllarda Ankara’nın sosyal ve kültürel hayatına dair önemli bilgiler içermektedir. Bu anlamda önemli ve birinci elden tarihî kaynaklardır. Bu çalışmada, Elizabeth McNeill Leicester ve Lucile Saunders McDonald’ın kitaplarında verdikleri bilgiler üzerinden, 1950’lerde Ankara’nın sosyokültürel yapısı ortaya konulmaya çalışılmış; yazarların Ankara’daki Türk kadınlarına bakış açıları analiz edilmiştir. Amerikalıların Türkiye’deki faaliyetleri de ele alınmıştır. İki kadının verdiği bilgiler, 1950’lerde modernleşen Ankara’da, özellikle kadınlar adına geleneksel yapının güçlü bir şekilde sürdürüldüğünü göstermektedir.
The Americans who came to Turkey, particularly during the 1950, as part of efforts to develop Turkish-American relations during the Cold War period, led to an increase in mutual cultural exchange and understanding between the two countries. One of these Americans was Elizabeth McNeill Leicester, who wrote a book entitled ‘Memories of 1950 in Ankara, Turkey’ during the time she spent in Ankara on an official mission during this period when the cultural influence of America was felt most keenly. Another example of written memoirs is ‘Assignment in Ankara’, which was written by Lucile Saunders McDonald and Zola Helen Ross. These books, which represent the written observations of the two women, contain profound insights into the social and cultural life of Ankara in the 1950s, and thus represent important first-hand historical sources. This study uses the books of Elizabeth McNeill Leicester and Lucile Saunders McDonald to help reveal the socio-cultural structure of Ankara in the 1950s while analyzing the authors’ perspectives on Turkish women in Ankara and discussing the activities of Americans in Turkey. The insights provided in the books demonstrate that traditional structures were strongly maintained in Ankara, especially for women, despite the modernization of the 1950s.

8.
Ankara’da İnşa Edilen Dostluk: İsviçre Türk Dostlukları Derneği’nin Kuruluş Süreci (1928-1945)
A Friendship Formed in Ankara: The Founding of the Swiss Turkish Friendship Association (1928-1945)
Murat Turan
doi: 10.5505/jas.2022.83723  Sayfalar 307 - 330
İsviçreli antropolog Prof. Dr. Eugène Pittard, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından yakinen tanınan ve saygı duyulan bir isimdi. Afet İnan’ın Cenevre Üniversitesinden doktora hocası olan Prof. Dr. Pittard, aynı zamanda Türk Tarih Kurumunun onursal üyesiydi. Prof. Dr. Pittard, 1937 yılında düzenlenen İkinci Türk Tarih Kongresi’nin fahrî başkanlığını üstlenmiş ve 1938 yılında ise Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde öğretim üyeliği yapmıştı. Bu tarihten sonra Türkiye’ye tekrar gelemeyen ve dolayısıyla 1943 yılında düzenlenen Üçüncü Türk Tarih Kongresi’ne de katılamayan Pittard’ın, Türkiye’ye yönelik ilgisinin İsviçre’de devam ettiği anlaşılmaktadır. Kendisinin 1945 yılındaki girişimleri sonucunda, Türkiye ile İsviçre arasında, kültürel ve iktisadî ilişkilerin geliştirilmesi maksadıyla İsviçre Türk Dostlukları Derneği kurulmuş ve fahrî başkanlığına ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu getirilmişti. Söz konusu derneğin oluşumunda etkili olan isimler Eugène ve eşi Hélène Pittard idi. Pittard çifti, 1928, 1937 ve 1938 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etmiş, kongrelerde görev alarak, muhtelif konularda konferanslar vermiş ve Cumhuriyet Türkiye’sini tanıtan eserler yayımlamışlardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 50. kuruluş yıl dönümüne denk gelen 1973 yılında, iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin yeniden ele alınabilmesi amacıyla daha önce 1945 yılında kurulmuş olan derneğin adına benzer biçimde, bu defa İsviçre Türkiye Dostluk Derneği kurulmuştu. Bu çalışmada, Türkiye ile İsviçre arasındaki ilişkilerin temelini oluşturan ve Ankara’da başlayan dostluk öyküsü ele alınıp incelenmiştir.
The Swiss anthropologist, Prof. Dr. Eugène Pittard was well-known and respected by Mustafa Kemal Ataturk, the President of the Republic of Turkey. In addition to being Afet İnan’s doctoral teacher from the University of Geneva, Prof. Dr. Pittard was also an honorary member of the Turkish Historical Society, the honorary president of the Second Turkish History Congress, and, in 1938, a faculty member at the Ankara Faculty of Languages, History and Geography. While Pittard was not able to visit Turkey again after this date and was thus unable to attend the Third Turkish History Congress in 1943, Prof. Dr. Pittard’s interest in Turkey continued after he had returned to Switzerland. In 1945, as a direct result of initiatives by himself and his wife, Hélène Pittard, the Swiss Turkish Friendship Association was established with the aim of helping to develop cultural and economic relations between Turkey and Switzerland. The Prime Minister of the Republic of Turkey, Şükrü Saraçoğlu, was appointed as the Association’s honorary president. The Pittard couple participated in congresses, presented conferences on various subjects, and published works that introduced the Republic of Turkey to a wider audience during their visits to Turkey in 1928, 1937 and 1938. In 1973, which was also the 50th anniversary of the foundation of the Republic of Turkey, the Swiss-Turkey Friendship Association was founded with the aim of helping to readdress the cultural relations between the two countries. It is notable that this new Association had a similar name to the one founded in 1945. This study tells and discusses the story of the friendship which was born in Ankara, and which forms the basis and foundations of current relations between Turkey and Switzerland.

LookUs & Online Makale