1. | Editörden From the Editor Mehtap Türkyılmaz, Alev AyaokurSayfa I |
HAKEMLI MAKALE | |
2. | COVID-19 Pandemisi Sürecindeki Çevrimiçi Market Alışveriş Tercihleri ile Perakende Marketlerin Erişilebilirliği Arasındaki İlişkiler: Çankaya İlçesi Örneği The Relationships between Online Market Shopping Preferences and the Accessibility of Retail Markets during the COVID-19 Pandemic: A Case Study of the District of Çankaya Ege İmren, Berk Anbaroğlu, Özge Yalçıner Ercoşkundoi: 10.5505/jas.2023.25743 Sayfalar 1 - 24 Bilgi iletişim teknolojileri (BİT) alanındaki gelişmelerle birlikte “aynı günde teslimat” gerektiren ürünlerin alışverişi internetten yapılabilir hâle gelmiştir. Bireyler, bulundukları fiziksel ortamı değiştirmeden, çevrimiçi süpermarket uygulamaları ile anlık tüketime uygun gıda ürünlerine günün her saati erişebilmektedirler. Günümüzde çevrimiçi market alışverişine yönelmedeki en büyük etken COVID-19 süreci olsa da, konuyla ilgili literatür araştırıldığında; bireylerin sosyodemografik özellikleri, internet kullanma eğilimleri ve yaşadıkları çevredeki kentsel faktörlerin çevrimiçi alışverişe yönelmedeki temel sebeplerden olduğu görülmüştür. Çalışmada, Çankaya ilçesindeki bireylerin çevrimiçi market alışveriş tercihleri ile perakende marketlerin konumları ve erişilebilirlik durumları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çevrimiçi anket verileri ve mekânsal veriler analiz edilerek bulgulara ulaşılmıştır. Anket ile elde edilen verilere tanımsal istatistik testlerinden olan ki-kare testi uygulanmıştır. Analizler sonucu çevrimiçi market alışverişi ile istatistiksel olarak anlamlı ilişkide olan değişkenler saptanmıştır. İlçedeki market konumları kullanılarak yaya ve araç için servis alanları oluşturulmuştur. İlçedeki eğim ve ulaşım ağları yardımı ile marketlere olan erişilebilirlik analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda anket verilerinden, çevrimiçi market alışveriş tercihleriyle, katılımcıların cinsiyetleri, mahallelerindeki ikamet yılları, marketlere erişim ve paket taşımada sıkıntı yaşamaları ile sokağa çıkma yasakları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Market servis alanları ve erişilebilirlik kapsamındaki mekânsal analizler sonucunda ise Çankaya ilçesi güneybatı yönünde konut bölgelerinin yer aldığı Ahlatlıbel, Alacaatlı, Beytepe, Konutkent ve Koru mahallelerinde bireylerin yürüyerek ulaşabilecekleri marketlerin olmadığı tespit edilmiştir. İlçedeki Çayyolu, Dodurga, Hilal, Keklikpınarı, Kırkkonaklar ve Yaşamkent mahallelerinde bulunan bazı marketlerin konumlarının ise yüzde eğim değerinin 20 ila 35 arasında bulundukları saptanmıştır. |
3. | Ankara’nın Kent Merkezi Dinamikleri ve Trafiğe Bağlı Kirliliklerin İstatistiki Analizi: Ulus ve Kızılay Örnekleri A Statistical Analysis of Traffic-Related Pollution and City Center Dynamics in Ankara: The Cases of Ulus and Kızılay Öznur Işınkaralar, Hakan Şevikdoi: 10.5505/jas.2023.38258 Sayfalar 25 - 35 Kentsel çevresel kirlilik, şehir planlamanın müdahale alanlarından biri olup kentlinin yaşam kalitesini düşüren ve insan sağlığı için hayati tehdit oluşturan bir sorundur. Kirlilik kaynaklarından biri olarak ağır metaller, günümüz kentlerinde insan faaliyetleri sonucunda artmaktadır. Ağır metaller, yeryüzünde bozulmazlar ve insan vücudunda biyolojik olarak birikerek hayati hastalıklara neden olabilirler. Bu noktada mekânsal kararlar, insanların kirleticilere maruziyet düzeyini etkileyebilecek müdahale biçimleridir. Araştırma, trafik yoğunluğu nedeniyle bozulan hava kalitesinden büyük ölçüde etkilenen Mn konsantrasyonlarının konuma göre değişimini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, Robinia pseudoacacia, Platanus orientalis, Acer negundo, Fraxinus excelsior, Ailanthus altissima, Aesculus hippocastanum ve Tilia tomentosa türleri analiz edilmiştir. Politik bir kararla başkent olan Ankara’nın geleneksel merkezi Ulus ile modern merkezi olan Kızılay’dan örnekler alınmıştır. Araştırma alanlarının birbirine yakın olmasına rağmen Kızılay’ın mevcut plan kararlarından sonra trafik yoğunluğu artmış ve Ulus, tarihî yapısı nedeniyle araç yoğunluğunun görece düşük olduğu bir bölge olarak seçilmiştir. Çalışma sonuçları, Kızılay bölgesinden alınan örneklerde Mn birikiminin Ulus’a göre genel olarak daha yüksek olduğunu ve Kızılay’da motorlu taşıtların etkisinin yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca Ulus’ta aynı bitkinin yapraklarındaki, Kızılay’da ise kabuğundaki değerlerin daha yüksek olduğu görülmüştür. A. negundo ve F. excelsior türlerinin, havadaki ağır elementlerin konsantrasyonlarını izlemek için kentsel bitkilendirme tasarımında kullanılabileceği tespit edilmiştir. |
4. | Ankara’nın Zaman-Mekânsal Dönüşümü İçinde Konut ve Yol Arayüzleri House(ing) and Road Interfaces throughout the Spatiotemporal Transformation of Ankara Gizem Deniz Güneri Söğüt, Funda Baş Bütünerdoi: 10.5505/jas.2023.20092 Sayfalar 37 - 54 Bu çalışmada, yapılı çevreyi şekillendiren konut, peyzaj, yol ilişkisi üçlü bir çerçevede ele alınarak Ankara’da planlanmış, tasarlanmış ve kente değer katan seçili konut alanları tartışmaya açılmıştır. İlgili projelerin tasarımcılarına ait özgün çizim ve fikirlerin incelendiği araştırmada; konut, peyzaj ve yola dair bütüncül kararlar irdelenmiştir. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde yolun konutun kamusal alanı olarak kavramsallaştırıldığı planlama anlayışından, bugün yol ile ilişkisini büyük ölçüde perdeleme arayüzü üzerinden kuran konut alanlarının inşasına uzanan sürece dair çözümsel bir okuma ortaya konulmuştur. Erken Cumhuriyet Dönemi, 1950’lerden 1980’lere uzanan dönem ve 1980’ler ve sonrasına vurgu yapılan makalede, ağırlıklı olarak Demirtaş Kamçıl ve Rahmi Bediz’in İsrail Evleri, Fatin Uran’ın İlbank Blokları ile Altuğ ve Behruz Çinici’nin Sincan Elvanköy Toplu Konut Yerleşkesi projelerine odaklanılmıştır. Farklı bağlam, ölçek ve mekânsal çözümlerle üretilen bu projeler, ortak noktaları üzerinden ele alınmıştır. Böylelikle, günümüzde büyük ölçüde yitirilmiş konut, peyzaj ve yol örüntüsüne dair alternatif tasarım ve planlama yaklaşımlarını üretmek için gerekli bilgi altyapısı oluşturulabilecektir. |
5. | Kültürel Peyzaj Ögelerini Bir Kentsel Deneyim Rotası Üzerinden Okumak: Ankara Batı Tümülüsleri Rotası Reading Elements of the Cultural Landscape Through an Urban Experience Route: The West Ankara Tumuli Trail Ela Alanyalı Aral, Gizem Deniz Guneri Söğüt, Buket Ergun Kocaili, Ceren Özcan Tatardoi: 10.5505/jas.2023.28199 Sayfalar 55 - 75 İç Anadolu coğrafyası özgün kültürel peyzajında yerleşim ağları, yol ağları ve tümülüslerin dağılımı, doğal topoğrafya ve su ögelerinin belirleyiciliğini ve Antik Dönem’den beri süregelen mekânsal süreklilikleri imlemektedir. Bu çerçevede, Ankara Tümülüsleri bölgesel ölçekte süreklilik arz eden bir kültürel peyzajın, bugün Ankara kenti sınırları ve tarih içindeki yerleşim alanını betimleyen topoğrafik çanak formu içinde kalan ögeleri olarak tanımlanabilir. Ankara Tümülüslerinin bu süreklilikler kapsamında değerlendirilmesi, öncelikle kente ve bölgeye ait değerler olarak görülmelerini, sonrasında ise kent ve çevresine kapsamlı bir bakışı gerekli kılar. Ankara Tümülüsleri, 19. yüzyıl sonundan itibaren araştırılmış ve belgelenmiş, Cumhuriyet’le birlikte ise kent merkezinin batısında kalan yirmi kadar tümülüs, araştırma ve kazılarla ele alınmıştır. 1950’lerden sonra kentleşmenin hızlanması ve yaygınlaşmasıyla kent sahnesinden silinmeye başlayan tümülüsler, günümüze sayıca azalmış ve tahrip olmuş, başlıca özellikleri olan görsel ilişkiler kurgusunu büyük ölçüde kaybetmiş ve çoğunlukla bilinmeyen değerler olarak kalmıştır. Bununla birlikte 2010’lardan bu yana devam etmekte olan araştırmalarda tümülüslerin özgün görünümleri tarihî fotoğraflar ve haritalar üzerinden araştırılmakta ve bu görsel belgelerde daha önce varlığı bilinmeyen tümülüsler tespit edilmektedir. Bu araştırmada, Ankara Tümülüslerinin çevresel ögelerle birlikte özgün form özelliklerini sergiledikleri 1930’lardan günümüze kentsel gelişim süreçleri içinde nasıl dönüştükleri ve bugün kent kurgusu ve yaşamına kamusal alanlar olarak nasıl katkılar koyabilecekleri sorularına cevap aranmaktadır. Bu bağlamda, güncel peyzaj ve koruma söylem ve pratiklerinin sunduğu teorik çerçeve irdelenmiş, koruma altında olan örnek tümülüs alanları incelenmiştir. Bu edinimler ışığında tümülüs-topoğrafya-kent ilişkilerinin dönüşümü, varlıkları izlenebilen Batı Tümülüsleri alanında önerilen bir kentsel deneyim rotası üzerinden değerlendirilmiştir. Rota üzerinde deneyimlenen görsel ilişkiler 1930’lardan günümüze üç dönemdeki seri görüntüler ve beş dönemdeki kesitlerle ortaya konulmuştur. Bu kapsamda, tümülüs alanlarının sunduğu kentsel potansiyeller tartışmaya açılmıştır. |
6. | Tanzimat Dönemi Uygulamalarının Ankara Kent Dokusuna Etkisi (1839-1924) The Impact of Tanzimat Period Practices on the Urban Fabric of Ankara (1839-1924) Ayşe Nur Aytemizdoi: 10.5505/jas.2023.14227 Sayfalar 77 - 120 Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarının çıkış noktasını oluşturan Tanzimat Fermanı (1839), 18. yüzyıldan bu yana Avrupa’yı model alan ıslahatı, resmî devlet politikası hâline getirerek Osmanlı devlet yapısını ve sosyal dokuyu yeni baştan şekillendiren bir dönemi başlatmıştır. Tanzimat ile değişen hukuki uygulamalar, yeni toprak düzeni, yeni millet sistemi ve yeni yönetimsel düzen ile kurumsal yapıda bir değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Bu yenilikler, beraberinde mülkiyet düzeninde, kent yönetiminde ve imar pratiğinde, dolayısıyla kentler ve mimaride karşılıklar yaratmıştır. Tanzimat Dönemi’nde, ülke yönetiminde yapılan yeniliklerin uygulandığı öncelikli kentlerden birisi de Ankara’dır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Osmanlı modernleşmesi projeleri doğrultusunda Tanzimat Fermanı ile başlayan ve pek çok alanda değişimin ve dönüşümün yaşandığı bu sürece ilişkin üst ölçekteki siyasal, toplumsal ve ekonomik değişimler ve yerel bağlamın birlikte ürettiği mekânsal yapılarıyla, Ankara kent dokusunda yarattığı fizikî mekân karşılığının, 1839 ve 1924 kent haritalarının da kullanılarak araştırılması, ortaya çıkan bu değişim ve yeniliklere neden olan süreçlerin belirlenmesi ve bu süreçlerin Tanzimat yenilikleri ile bağlarının kurularak ortaya konulmasıdır. Yapılan araştırma sonucunda, Ankara’da gerçekleştirilen Tanzimat Dönemi uygulamalarının, İstanbul ve liman kentlerinde yaşanan hızlı değişim sürecinden farklı olarak, büyük dönüşümler yaratmadığı ve kentte ancak kademeli bir değişime neden olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, Ankara özelinde gerçekleştirilen modernleşmeye yönelik bu reform çabalarının, Cumhuriyet Dönemi’ni hazırlayan, özellikle bürokratik örgütlenme ile yönetsel, sosyal, siyasal ve kültürel bir değişim yarattığı tespit edilmiş ve bu dönemin kent dokusunun değişimi açısından önemli bir zaman kesiti olduğu sonucuna varılmıştır. |
7. | Kolektif Hafızanın Yeniden Üretimi: Ankara Havası Belgesel Filmini Bourdieucü Yaklaşımla Yeniden Okumak Reproduction of Collective Memory: A Bourdieuist Re-reading of the Documentary Film: Ankara Ambiance Murat Özdemirdoi: 10.5505/jas.2023.48569 Sayfalar 121 - 137 Bir tür hatırlama biçimi olan kolektif hafıza, geçmiş ve gelecek arasında köprü kurarak toplumun veya grupların ortak kimliğe sahip olmasını mümkün kılan hatırlama biçimidir. Toplumsal hafıza ya da kültürel hafıza olarak da bilinen bu hafıza biçimi, sosyal bir bağıntı işlevi görür ve faillerin kültürel, sosyal, ekonomik ve simgesel sermayelerinin inşasıyla varlığını devam ettirir. Pierre Bourdieu’nün pratik teorisi de kolektif hafızanın sürekliliğinin yapı-eylem ilişkisi bağlamında tartışılmasına olanak tanımaktadır. Kolektif hafızanın kurucu ögeleri arasında yer alan mekânın, iktidarın üretimini ve toplumsal dönüşümlerini temsil eden bir öge olduğu düşünüldüğünde Bourdieu’nün alan, sermaye ve habitus kavramları mekânın iktidar ile olan ilişkisinin tartışılmasını mümkün kılmaktadır. Bu çerçevede çalışmanın amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisini temsil eden Ankara kenti örnekleminde kolektif hafızanın inşasını Pierre Bourdieu’nün alan, habitus ve sermaye kavramsallaştırmasıyla ilişkilendirerek hafızanın yeniden üretiminde toplumsal faillerin etkili olduğunu ortaya koymaktır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, dijital bir platform olan Blu TV’de yayımlanan “Ankara Havası” isimli belgesel filmi, örneklem olarak belirlenmiştir. Belgesel filminin “Önemli Olan Kalbe Koyup Sevmek” adıyla yayımlanan ilk bölümü, içerik çözümlemesi tekniğiyle çözümlenmiş ve betimsel analiz yöntemiyle kategorize edilerek analiz edilmiştir. Pierre Bourdieu’nün pratik teorisi çerçevesinde belgeselde iki tematik kategoriye ve yedi alt kategoriye ulaşılmış, Ankara kenti bağlamında kolektif hafızanın inşasında faillerin etkisi “kurucu liderin temsilleri, ulus devlet anlayışının yansımaları” başlıkları üzerinden tartışılmıştır. Çalışmanın sonucunda kolektif hafızanın mekân formunda idari, politik ve ideolojik bakış açılarıyla yeniden üretildiği, mekânın kolektif hafıza biçiminde yeniden üretiminde kurucu liderin ortak bir değer olduğu düşüncesinin etkili olduğu; bireylerin, bulundukları toplumsal alanla ve sahip oldukları sermaye çeşitleriyle yakından ilişkili oldukları değerlendirilmiştir. |
8. | İç Mekân Bağlamında Modern Mimarlık Mirası: Kavaklıdere Sineması Değer Analizi The Heritage of Modern Architecture in the Context of the Interior: A Value Analysis of Kavaklıdere Cinema Ayşe Nur Tür, Umut Şumnudoi: 10.5505/jas.2023.97658 Sayfalar 139 - 160 Araştırma, modern mimarlık mirasının korunması konusunu, iç mekân odağıyla ele almaktadır. İç mekân, kullanıcıyla doğrudan ilişki içinde olduğu için sonradan müdahalelere açıktır. Bu durum iç mekânın korunması konusunu zorlaştırmaktadır. Yapılan araştırma, Ankara’da bulunan bir sinema yapısı üzerinden bu sorunu ele almayı hedeflemektedir. Nejat Tekelioğlu’nun apartmanlı sinema yapılarından biri olan ve 1965 yılında yapılan Kavaklıdere Sineması, araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmanın ilk bölümünde, modern mimarlık mirasının korunması konusu, değer merkezli koruma yaklaşımıyla ele alınmış; farklı kurum (Burra Tüzüğü, English Heritage, ICOMOS) ve kişilerin (Riegl, Lipe, Frey, Mason ve Avrami, Madran) değer tanımlarına yer verilmiştir. Diğer bölümde, sinemanın ortaya çıkışı ve mekânsallaşma süreci anlatılmış, Ankara sinemalarından örneklere yer verilmiştir. Son bölümde ise örneklem olarak seçilen Kavaklıdere Sineması’nın planları ve iç mekân fotoğrafları aracılığıyla iç mekân analizi aktarılmıştır. Sinemanın sahibi Ayhan Nergiz ve sinemanın uzun yıllar işletmeciliğini yapan Zafer Şener ve İrfan Demirkol ile sözlü tarih görüşmeleri yapılmıştır. Gönüllük esasına dayalı olarak, yapılan görüşmelerde onam formları alınmıştır. Görüşmecilerin kişisel arşivleri, görsel malzeme olarak kullanılmıştır. Son olarak, Kavaklıdere Sineması değer merkezli koruma yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilmiş; Belge değeri, kimlik değeri, mimari değer, işlevsel ve ekonomik değer, süreklilik değeri, anı değeri ve özgünlük değeri bakımından incelenmiştir. Değerlendirmelerin sonucunda, Kavaklıdere Sineması’nın bir modern mimarlık mirası olarak ele alınması için sahip olması gereken değerlerin analizi yapılmıştır ve koruma gerekliliği vurgulanmıştır. Yapılan araştırma, belgeleme çalışması ve değer tespitleriyle beraber, Kavaklıdere Sineması’nın korunmasına yönelik yapılması gereken çalışmalar için bir altlık görevi üstlenmiştir. |