1. | Editörden From the Editor Alev Ayaokur, Arzu Beril Kırcı, Mehtap TürkyılmazSayfa I |
HAKEMLI MAKALE | |
2. | Ankara Akköprü arkeometrik çalışmaları Archaeometric exploration at Akköprü in Ankara Ali Akın Akyol, Bekir Eskici, Yusuf Kağan KadıoğluSayfalar 1 - 19 Ankara, Akköprü’deki inceleme ve örnekleme çalışması ile köprüye ait taş ve harç örnekleri üzerinde arkeometrik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Taşların bünyesinde bulunan suda çözünen tuzlar, spot tuz testleri ve kondaktometrik analiz ile elde edilmiştir. Harçların agrega ve bağlayıcı içerikleri, asidik agrega/bağlayıcı, agrega granülometrisi, ince kesit optik mikroskop ve X-ışını toz kırınımı analizleri ile belirlenmiştir. Ayrıca taş örneklerin fiziksel özellikleri uygulanan fiziksel testler ile belirlenmiştir. Gerçekleştirilen çalışma ile Akköprü’de ağırlıklı olarak kullanılan yapı taşının andezit ve yanında ignimbirit ile dasit, özgün bağlayıcının da kireç harcı olduğu görülmüştür. Akköprü’ye ait çimento içerikli harçların yakın dönem müdahalelerini yansıttığı anlaşılmıştır. Petrografik çalışmaların ışığında özgün yapısal örneklerin hammadde kaynağı açısından yerel formasyonu yansıttığı görülmüştür. Bazı taş örneklerin yüksek tuz içerikleri ve duraysız fiziksel durumları onların farklı derecelerde bozulma sürecinde olduklarını göstermiştir. |
3. | Tarihe eş zamanlı tanıklık: Ulus ve Kızılay meydanları değişim süreci Concurrent testimony to history: The process of change in Ulus and Kızılay squares Nuray BayraktarSayfalar 20 - 35 Ulus ve Kızılay Meydanları başkent Ankara’da Cumhuriyet sonrası ilk yıllar kamusal kullanımları açısından özelleşmiş en önemli kentsel odaklardır. Kent merkezlerinin değişimine bağlı olarak zaman içinde meydanların kullanım amaçları, kullanıcı grupları, mekânsal tanımları ve kamusal anlamları değişmiştir. Bu çalışmada, Ulus ve Kızılay Meydanlarına ilişkin bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Meydanların değişimi Cumhuriyetin ilanından günümüze dek gelen süreçte, toplumsal ve ekonomik açıdan özelleşmiş dört dönemde ele alınmış ve eşzamanlı olarak birbirleri ile bağlantılı bir biçimde ortaya konulmaya çalışılmıştır. |
4. | Ankara kentinin UNESCO dünya miras alanı adaylığı için bir öneri ve eylem planı The nomination of Ankara city for UNESCO world heritage site A proposal and an action plan Savaş Zafer ŞahinSayfalar 36 - 50 UNESCO Dünya Mirası statüsü için hazırlanmak artık başlı başına bir çalışma olarak kabul edilmektedir. Dünya Mirası Alanı statüsünü elde etmek küresel seviyede tanınırlık getirmekte ve söz konusu alandaki koruma bilincini ve kapasitesini göstermektedir. Adaylık için hazırlık çalışmalarının, özellikle problemli koruma geçmişi olan yerlerde, koruma bilincini ve kültürünü iyileştirdiği kabul edilmektedir. Planlama, restorasyon ve rehabilitasyon problemleri göz önüne alındığında Ankara kentinin Dünya Miras Alanı olarak adaylığı kent kimliği ve kültürü için yenilikçi bir yaklaşım getirebilir. Ancak UNESCO Dünya Mirası Alanı statüsünün edinilmesi ortak akla dayalı stratejik bir yaklaşım ve edinilmiş bir koruma bilgisi gerektirir. Ankara’nın Dünya Miras Alanı statüsüne uygunluğunun değerlendirilmesi için uygun bir yol haritası geliştirilmelidir. Bu makalede UNESCO koşulları ve kriterleri kullanılarak böyle bir yol haritası tanımlanmaya çalışılacaktır. |
5. | 18. yüzyılda Yabanabad kazasında görülen kanunsuzluk hareketleri Illegal acts at Yabanabad district in the 18th century Mustafa KayaSayfalar 51 - 65 Toplumsal hayatın huzurunu ve düzenini bozan kanunsuzluk hareketlerine, her toplumda olduğu gibi Osmanlı toplumunda da sıkça rastlanmıştır. Bu yasadışı hareketler, köyden kente kadar her türlü yerleşim yerinde görüldüğü gibi, duruma göre bireysel veya toplu olarak yapılagelmiştir. Huzurun sağlanması adına halktan gelen şikâyetleri her zaman dikkate alıp çözüm üreten devlet, özellikle mal ve parayı gasp etme, toprağa ya da haneye tecavüz, cana kastetme gibi olayların ve bunları yapan insanların her zaman karşısında olmuştur. Bu çalışma ile 18. yüzyılda Ankara’nın Yabanabad kazasında görülen kanunsuzluk hareketleri, arşiv belgelerindeki ve şeriye sicillerindeki ilgili hükümler ve bilgiler doğrultusunda incelenmiş, böylelikle dönem içinde cereyan eden olayların hangi hallerde kanun dışı olarak nitelendiği, yapılan kanunsuzluklar karşısında halkın nasıl etkilendiği ve ne gibi tepkiler verdiği; devletin bu hareketlerde bulunanlara karşı nasıl bir tutum sergilediği ve nasıl bir çözüm ürettiği konuları üzerinde durulmuştur. |
6. | II. Dünya Savaşı yıllarında Ankara’da şehir içi ve şehirler arası ulaşım Urban and rural transportation in Ankara during the years of World War II Gönül GüneşSayfalar 66 - 74 Ankara’nın başkent ilan edilmesiyle birlikte hızlı bir nüfus artışı yaşanmış ve bu artış beraberinde mimariden ulaşıma toplumsal alanda hızlı bir yapılanmayı getirmiştir. Bu dönemde tüm ülkelerin ekonomilerini ve ilişkilerini de derinden etkileyen II. Dünya Savaşı patlak vermiş, Türkiye savaşa girmesede pekçok alanda ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşamıştır. Bu çalışmanın amacı, savaşın Ankara’nın şehir içi ve şehirler arası ulaştırma sektörüne etkilerini araştırmaktır. Ulaştırma sektörünün ne kadar kullanıldığını gösteren veriler, halkın gelir düzeyi ile beraber yaşam şeklini de ortaya koymaktadır. II. Dünya savaşı yıllarında Ankara’daki ulaşım verilerini kapsayan bu çalışma, savaşın diğer şehirlerdeki etkilerine de ışık tutacaktır. |
7. | Ankara’nın Başkent Oluş Sürecinde Dönem Basınında Ankara ve İstanbul: “Makarr” ve “Payitaht” Ankara and Istanbul in the Press of the Period During the Process of Ankara’s Being the Capital: “Makarr” and “Payitaht” Cemile Burcu KartalSayfalar 75 - 88 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da açılışının ve Ankara’nın Millî Mücadele merkezi haline gelişinin ardından Anadolu’da büyük bir değişim yaşanmıştır. Bu değişimde eski ve yeni yönetimin arasında yaşanan iktidar çatışmaları İstanbul ve Ankara ekseninde de bir kez daha ortaya çıkmıştır. 1922 yılında savaş sona erip barış görüşmelerinin başlamasıyla; Ankara ve İstanbul’un başkentlik tartışmaları da özellikle dönem basınında yer almıştır. Bu makalede İstanbul ve Ankara basını özelinde, gazetelerde yapılan başkent tartışmalarının niteliği ele alınarak dönemsel bir analiz ortaya konulmaya çalışılmıştır. |
GÖRÜŞ YAZISI | |
8. | İlk Koç Han: Ankara’da modern mimarinin öncüsü The first Koç Han: Pioneering modern architecture in Ankara Oya Atalay FranckSayfalar 89 - 112 Koç Holding Türkiye’deki en köklü sanayi grubudur. Holding’in tarihi, kurucusu olan Ahmet Vehbi Koç’un ilk şirketini Ankara Ticaret Odası’na kaydettirdiği 1920’lere kadar uzanır. Vehbi Koç 1932’de işlerini, babasının Anafartalar’daki dükkanından Ulus’ta Çankırı Caddesi 13 numarada inşa ettirdiği ilk Koç Han’a taşır. Binanın tasarımcısı Milli Eğitim Bakanlığı’nın daveti üzerine baş mimar olarak çalışmak üzere beş yıl kadar önce Türkiye’ye gelmiş olan İsviçreli-Avusturyalı mimar Ernst Arnold Egli’dir. Mimar Egli, 1927 ile 1940 yılları arasında Türkiye’de geçirdiği süre boyunca yaklaşık 40 proje gerçekleştirir ve birçok farklı projede de görev alır. Koç Han, Egli’nin tasarladığı nadir ticari binalardandır. Eski kent merkezinin çoğunlukla bir ya da iki katlı ahşap–kagir evlerden oluştuğu bir zamanda ilk Koç Han, caddeye açılan dükkânlarıyla, yeraltında geniş depolama olanaklarıyla, üst katlarda ise ofis ve evler için sunduğu alanlarla Ankara için yeni bir bina tarzıdır. Planın fonksiyonel titizliği ve binanın dış cephelerinin sade modernizmi dönemin mimari anlayışından son derece farklıdır. Bu bağlamda ilk Koç Han, Vehbi Koç’un modernleşen Türkiye’ye olan inancını ve sorumluluğunu; binanın mimarı Ernst Arnold Egli’nin bu projeye katkısını güçlü bir şekilde ifade etmektedir. |
9. | Ankara Kitabevlerine Dair About Bookstores of Ankara Turan TanyerSayfalar 113 - 129 Bu makalede, 1960 yılına kadar Ankara’da kurulan kitabevleri konu edilmiştir. Eski kitabevlerinden günümüze yazılı olarak kalan çok sınırlı sayıda belge olduğundan, Ankara’da kitapçılığın ilk yılları ve ilk kitabevleri konularında çok az bilgi bulunabilmektedir. Makalede gazete kupürleri, kitap kapakları, kitap ayraçları, söyleşiler, ilanlar ve çeşitli kaynaklardan yola çıkılarak, Ankara’da 1930-1960 yılları arasında bazıları yayıncı olarak da hizmet vermiş olan kitabevleri incelenmiştir. |
10. | Ankara’da Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nden bir örnek: Erzurum Oteli A model from the First National Architecture Period in Ankara: Hotel Erzurum Hasan Fevzi Çügen, Mehmet Emin Yılmaz, Fatih M. TanrıverenSayfalar 130 - 142 Ankara’nın başkent olmasıyla birlikte ortaya çıkan konaklama sorunu, şehirde bulunan bazı konutlarda işlev değişikliğini gerektirmiştir. 1930’lu yıllarda bu değişikliğe dâhil olan yapılardan biri de Erzurum Oteli’dir. Erzurum Oteli, Ulus semtinde, kent hal binasının hemen yanındaki Avrupa Oteli’nin bitişiğinde yer almaktadır. Bu çalışmada Neo-Klasik tarzda inşa edilen ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nin belirgin özelliklerini taşıyan örneklerinden olan Erzurum Oteli’nin mimari özellikleri ile inşasına dair bilgiler aktarılacaktır. |